Hakkımızda/About Us

Liseli iki yakin arkadas Lara ve Revna uc senedir kesintisiz olarak Istanbul kesiflerine devam eder iken Lara AFS Degisim Programini kazanir, bir seneligine Amerika'nin Charleston sehrinde yasayacaktir.Ancak bu ayrilik maceralarinin ve dostluklarinin bir sonu degil, aksine bir baslangicidir. Revna İstanbul sokaklarinda tirim tirim dolanmayi surdururken, Lara yepyeni bir hayata adim attigi Charleston'daki kesifleriyle Revna'ya meydan okur. Boylece bu iki kafadarin blog uzerinden surdurecekleri kitalar arasi gulunc bir mucadele baslar. Simdi ise aradan iki sene daha gecmis ve bu sefer Lara Fransa'nin Toulose sehrine okumaya gitmistir. Bu yolculuk yeni bir maceranin kapisini daha aralar ve simdi de bu iki arkadasin gerek İstanbul gerek Fransa'daki kesiflerine tanik olup, dostluklarinin renkli anilarini onlarla paylasacaksiniz.

Two high school teens, who are best friends, Lara and Revna were continually exploring the beautiful city Istanbul for three years, until Lara had the opportunity to experience a whole one year in Charleston in the USA by AFS Exchange program. But this separation was not the end of their friendship and explorations, unlike it was a beginning. While Revna was continuing to get around in Istanbul's elegant streets, Lara was challenging her with her discoveries in Charleston. And now, after about two years Lara is going to study in the beautiful city Toulouse in France. This is again another beginning of an adventure for these friends after their funny 'intercontinental' competition. Now their page is dedicated to share the colorful memories of their friendship and their new discoveries both in Turkey and France, especially in İstanbul and Toulouse!

Tuesday, October 28, 2014

Easy Listening Tracks and some Fresh Filter Coffee: CHERRY BEANS COFFEE

 

















The fact that this place was right beside my high school was a big chance for me! We used to leave the school with our dead brains after spending almost ten hours in the lessons and run to this place to have a small break and feel alive again! This cafe is just the perfect place to have a break and relax: firstly you get amazed by this wonderful smell of fresh coffee. You smell this even from outside while you are walking around this place and you already get hypnotized on your way: So there is no other option but to get immediately inside! As soon as you are in, this time you get amazed by the cute decoration and the relaxing songs playing in the cafe. All these details, the smell of the coffee, the music, the books and magazines which are put all around on the tables take you away: Somewhere peaceful. Oh and if you are lucky you can suddenly notice another amazing smell: The smell of a fresh yummy homemade cake which has just been baked in their tiny oven! If you catch this smell , you should definitely try a piece of cake!
Another thing I love about this place is the playlist they have: They usually play easy listening classical tracks and in my opinion this kind of music goes perfect with this peaceful atmosphere in the cafe. Cherry Bean Coffees is definitely one of my favorite spots where I feel totally relaxed and joyful !
 

 WHERE IS IT?
You walk down from the famous GALATA TOWER towards the seaside (Karakoy)


Friday, October 24, 2014

Kitchen Discovery: PASTA with CARAMELIZED ONIONS































It is time to share some kitchen discoveries again!
Here comes an easy pasta recipe which I actually took from a film called 'Chef' . By the way I definitely recommend this film which is totally amusing BUT BE CAREFUL: YOU WILL GET CRAZY HUNGRY while you watch the film as you constantly see crazy delicious looking dishes!
And this recipe I am gonna share is a dish I saw in one of the scenes , where the man cooked a yummy pasta dish: Actually the only thing I saw was that he caramelized onions! And then he added these on the pasta and added some fresh parsley on top. That was it! But this totally took my mind , cause I adore CARAMELIZED ONIONS. And I just said to myself : Caramelized onions with pasta?? Why haven't I never thought of it?! I should try to do this as soon as possible!
So yesterday I gave it a try and as I did not have any recipe I just followed what I saw in the film and added a little bit my own creativity.
So here is the Pasta Dish I created by getting inspired from the scene:
PASTA WITH CARAMELIZED ONIONS AND FRESH PARSLEY


Actually all you need to do is to slice TWO LARGE ONIONS and start to cook them on high heat with some OLIVE OIL. After a few minutes , as they become soft , (just before they start to get burned) take the pan and put it on the lowest heat and let the onions get slowly cooked on low heat. This should take at least 20-25 minutes. The more the onions rest on low heat , the more delicious they get: They get perfectly caramelized!
BUT at this point I prefered to add some seasonings: I put some pepper, salt, just a little bit sugar, garlic powder and finally two tablespoons of BALSAMIC VINEGAR which gives a perfect taste to the onions. And then I put the onions on low heat.
While your onions get caramelized all you have to do is to chop the fresh parsley and cook the pasta, drain, set aside. Besides, save a half cup of the water in which you cooked the pasta.
When both the pasta and onions seem ready just combine them, BUT DO NOT FORGET TO ADD SOME BUTTER AND PARMESAN CHEESE. (If you want you can also add some cream and turn it into a cream-sauce but I just wanted that the onions become the star of the dish- so did not add extra cream) Finally add a little bit of the the pasta water ( I did this so that the pasta does not taste too dry) and the fresh parsley. Stir the pasta for a last time until everthing gets combined well.
BON APPETIT!

Yine minik şirin bir Cafe, arkasında ise Gizli Bahce!

Yokus asagı oyle kaptırmıs giderken ben de neredeyse atlıyordum bu mekanı ! Öyle yokus üstünde sol kaldırımda saklanıvermiş. Icerisi de pek kalabalık degil, anlasılan o ki henüz pek kesfedilmemiş! O zaman hemen sizi bu şirin Cafe ile tanıstırayım! Cihangir Firuzaga Camii nin ordan Cukurcuma ya girdiginiz de soldan asagı inen bir yokus vardır hemen. İste o yokusun sol tarafına saklanmıs Cafe Lumiere meger. İlk soyle bir bakınca hakkaten de bakıp geciyor insan, 'aa buraya da bir cafe acmıslar' diyip yola devam ediyor. Ama dikkatli bakıslara sahipseniz eger Cafenin onunde yer alan minik tabela gözünüzden kacmamalı işte! Cunku orada sizi cezbedecek bir sey yazılı : Secret Garden ! Meger bu kutu gibi mekanın arkasında kendisiniden daha büyük bir bahcesi varmıs! Hem de rengarenk şirin mi şirin bir bahce. Evet, iceride oturmak ne kadar keyifli olur bilemicem cunku daha ben de hic deneyimlemedim! Buraya her geldigimde kendimi direk arkadaki her renkten sandalye ve masaların serpiştirildigi o gizli bahceye atıyor, bir kahvemi soyleyip huzuru buluyorum. Hava şansınıza güzel ise bu bahceye siz de bir ugrayın derim.

  








 Burası da sehrin yogunlugundan bunaldıgınız zaman sıgınabileceginiz harika bir alternatif. İster elinize bir kitap alın gidin, ister kolunuza bir arkadas takın, saatlerce bu sakin bahcede muhabbet edin. Yemeklere gelince, daha cok kahveden gittim , o da klasik : filtre kahve. Boyut büyük fiyat kücük, tam istedigim gibi! 



 Ohh miss gibi taze kahve ve kitap okuma keyfi: 5 Lira !


Bir kere de salata denemişligim var, ucmadım ama memnun kaldım: doyurucu, taze , lezzeti yerinde. Yanımdan gelip gecen yemeklerin de bende bıraktıgı izlenim genel olarak bu oldu. Hani öyle tadlarından kendinizden gececeginiz bir durum yok- gastronomik bir beklentiyle gitmeyiniz. Ama uygun fiyata sohbetin yanına bir şeyler de yiyelim diyorsanız mekan sizi bu konuda da memnun eder.





Thursday, October 23, 2014

Döner, İskender nereye kadar? Biraz da yurdumun sebzelerinden söz edelim: HELVETIA


Türk Yemeği dendi mi illa da Döner, Kebap, İskender demiyoruz ki kardeşim!
Tencerelerde pişen güzelim sebze yemeklerimiz, zeytinyaglılarımız, bakliyatlarımızı unutmak olur mu hiç? Alın benden size bu yemekleri bulabileceginiz muhtesem bir mekan:

HELVETIA





Sıcacık leziz mi leziz ev yemeklerinin mükemmel adresi burası ! Bir de fiyatlar acayip uygun olunca müdavimi oluyor tabi insan. Minnacık mutfaklarında hepsi birbirinden lezzetli türk yemekleri yapıyorlar bir de güzel vitrine diziyorlar ki sormayın! Hepsinde gözüm kalıyor, her gittigimde hangisini sececegime karar veremiyorum. Bir yandan tadı damagımda kalmıs olan yemekler bir defa daha beni cagırıyor, bir yandan yeni lezzetler sec beni diyor! Ay karar vermek cok zor! Burada klasik şu: Vitrinden sec begen al, ister bir tanesiyle doldur tabagını ister beş.


Çeşit sayısını ne sen sor ne ben anlatayım! İçeride piştikçe pişiyor. Hepsi de bir ayrı güzel gözüküyor,kokuyor ve aynı gözüktükleri gibi de güzel tadıyor. Sen seciyorsun, onlar tabagını dolduruyor, ısıtıyor ve masana sıcacık getiriyor. Sen de afiyetle yiyorsun , alnına kadar doyuyorsun, bir de komik bir para ödüyorsun: 13-15 lira civarı. Bu kadar saglıklı, taze yemegi yemek, bu kadar secenek, bu paraya İstanbul'da vallahi saka gibi. Ben tabii ki her defasında beş çeşit secip dolduruyorum tabagımı. Bir cok sebzesini denemis bulunmaktayım ve bir tane bile begenmedigim olmadı. Burada ne yediysem acayip lezzetliydi. Hem karnımın nefis doydugundan hem de oh ne saglıklı yedim diyebildigimden dolayı her defasında yüzümde kocaman bir gülümsemeyle ayrıldıgım mekan burası. Ne sececeginiz tamamen o anki keyfinize, zevkinize baglı, hicbiri sizi hayal kırıklıgına ugratmaz ama ben yine de tabagınızdan TAVUK GRATEN ve FIRINDA MAKARNA yı eksik etmeyin derim!



Mekan nerede?
Cok kolay! İstiklalin bir ucu olan Tünelde: Alın arkanıza Tüneli, yani nostaljik finiküleri, direk Asmalımescid'in girişini göreceksiniz zaten. Asmalımescid'in icine daldıktan sonra dümdüz yürüyor, House Cafeyi geciyorsunuz: Helvetia hemen karsınızda. Kösede kalan minik sevimli restoran!



Trattoria ENZO: I found the best Pizza in town - but the children almost killed me !


FINALLY !
I FOUND IT !
I found the best pizza in Istanbul ! It is classic, it is yummy , it is gorgeous , it is Italian !

Trattoria Enzo !
I was constantly looking at the photos of this place on Instragram and their pizza looked so yummy that I even started to see them in my dreams.... So at that point I realised that I have to go to this place as soon as possible !
And that day came last week. I am so happy to tell you that the Pizza tasted even more delicious than I thought ! A wonderful crust and an amazing sauce. The crust is so thin and crispy in the middle but then it suddenly surprises you with its fluffy corners!
The crust and the sauce: Aren't they the most important and the hardest criterias when it comes to a GREAT PIZZA? The toppings matter for sure, but to find tasty toppings is not as hard as managing the crust and the sauce. I suppose that is why I am not even a little bit surprised when ı see this huge creativity on the menus of many pizza restaurants in Istanbul when it comes to the combination of the topics ! Each restaurant has minimum thirty different pizzas on their menus ! When the basic of the pizza is disappointing, why not hiding it?
But THIS PLACE does not need any creative pizza combination to satisfy the customers because the pizza itself is so delicious! As a result they only have maybe 6 or 7 different options. Besides they dont throw the toppings like crazy on the pizza like every other pizzeria in town - you can still see the crust rather than a 'chunk of toppings in a disc form'.





























So when it comes to taste I give a 10 to this place! By the way we went to this place carrying our dreams of the pizza, however we left it not only with the memory of the surprisingly good taste of the pizza but also the pasta ! Oh and these fresh warm breadsticks they serve with some olive oil ... They should not be forgotten either !






















BUT UNFORTUNATELY when it comes to the place , I wont be giving a ten ! Here are some reasons:
Let's be honest: The decoration is wonderful with all details: especially with the classic italian table cloths they managed to create this typical italian trattoria athmosphere. HOWEVER it is completely IMPOSSIBLE to feel like you are in a cozzy italian restaurant: The first reason is the rush of the waiters which I totally could not understand! The second reason is the BIG MISTAKE the restaurant has made by opening this place in a SHOPPING MALL! Unfortunately, these families that obviously shopped like crazy for hours choose to have a break not in the food court but in this restaurant. It seems like they try to give around a message:  'Oh, we are so rich and intellectual that we do not eat at that simple food court of the shopping mall like the other losers! '
I really don't understand these people... They go inside carrying hundreds of shopping bags, order almost all the dishes written on the menu BUT do not even know how to sit proparly on a table and eat. Why all this drama?? Why is it such a BIG DEAL when they taste some pizza or pasta which the people in Italy eat almost every day for lunch??? Furhetmore, while the parents act so 'high', their children act the opposite way: Like they are put in an amusement park ! Playing around, throwing balls, in a RESTAURANT ! For these reasons I felt uncomfortable in this place.
But however I should admit that I still cannot forget this amazing taste of my pizza ! So, although these families drove me crazy, I am again expecting to go there again and get another pizza !!!

Where is it?

In a shopping mall called ' AKASYA ' at the asian side of İstanbul. Check the google maps! 
 
Çeçen Sok. Akasya Acıbadem
Acıbadem/İstanbul

Thursday, October 16, 2014

Klasik Müzik Esintileri ve Nefis Kahve : Cherry Beans Coffee





















Bu tatlı mekanın okulumun yanı basında olması büyük bir şanstı benim icin! 10 saat süren beyin ütülemelerinden sonra arkadaslarla solugu bu şirin cafe de alıp kendimize geliyorduk. Söyle sakin sakin kafa dinlemek icin ideal bir yer burası , önce buram buram nefis kahve cekirdegi kokusu kalbinize işliyor , zaten kokuyu takip ederek mekanı buluyor ve hipnotize olmuş bir şekilde iceri atılıyorsunuz. Ardından da içeride calan hafif müzik ve bu minnacık mekana nazikce sıgdırılmıs süslemeler, fotograflar, dergiler, tablolar , kısaca tüm tatlı ayrıntılar alıp götürüyor sizi. İste tam da okuldan sonra ihtiyacım olan sey ! Hele bir de cam kenarındaki masayı kapmışsam, ne mutlu bana. Alıyorum en az kokusu kadar lezzetli olan kahvemi, kulagımda klasik müzik esintileri, izliyorum gelip geceni. Cogu zaman hafif klasik müzik calındıgına denk geldim ve bu tercihleri özellikle cok hosuma gitti. Bu sıcak mekana, nefis kahve kokusuna, bir de her yarım saatte bir yayılan bastan cıkarıcı nefis sıcacık taze keklerin kokusuna, klasik müzik dalgaları esligi on numara olmuş. Tüm bu ince zevkleri ile Cherry Bean Coffees'in ayrı bir yeri var bende.


Mekan nerede? Meshur Galata Kulesi'nden asagıya ( Karakoye) dogru inen yolun üstünde. Buyrunuz bakınız:



Turkish Food is not only about ISKENDER !!!


If you ever come to Istanbul , of course you should not be leaving this city without trying our authentic traditional cuisine! But I should tell you this: Turkish cuisine is not only about KEBAP and ISKENDER ! It is much more ! People always think about heavy food when it comes to Turkish Food . But actually we have lots and lots of traditional dishes which are totally HEALTHY such as our crock pot dishes we make with lots of vegetables and legumes.
And here is a great spot where you can find an enormous selection of these kind of fresh, healthy and EXTREMELY DELICIOUS turkish dishes: HELVETIA


 In this tiny restaurant the tradition sounds like this: They cook in their tiny kitchen, put the dishes on a big table, you go inside , check out these yummy dishes on the table which all look and smell and taste yummy and pick whatever you like. You can either full your plate with just one dish or you can pick five different dishes ( which I always prefer ) . There are lots of different dishes , some are vegetarian some include meat or chicken. Just pick what you would like to try: You won't get dissappointed about any of them! I have been to these place dozens of times and I loved every dish I tried. Because they cook with love , they cook with fresh ingredients. And the best thing about this place: It is so CHEAP !
You get a full plate with so healthy and delicious dishes and they charge you only about 13-15 Turkish Lira for this big plate !


You pay a little + you get totally full + you are totally happy about the fact that you tasted so delicious food = Isn't it just a dream??
So when you are in Istanbul , PLEASE make a stop in this place and give a chance to our authentic vegetable and crock pot dishes !
And I remind you again : Of course you have to try our famous DÖNER and ISKENDER and whatever but if you like vegetables , you will be once again amazed by our vegetable dishes which are only cooked in a way that is only found in turkish cuisine.

WHERE IS THIS PLACE??
It is located in this famous districh called Asmalımescid which is located on Tünel. Tünel is the second end of the Istiklal Street. ( The fisrt end is the Taksim Square )
Here is the map:


Friday, October 3, 2014

Trattoria ENZO : Pizzanın tadı damagımda - ama cocukların da gürültüsü kulagımda !


Instragramdaki fotograflarına baka baka agzımın sulandıgı ve en sonunda gidip o son zamanlarda rüyalarımı süsleyen enfes pizzayı tatmayı basardıgım mekandır kendisi. Lezzeti en az görüntüsü kadar muazzam! önce pizzanın enfes domates sosuna ve incecik hamuruna hayran kalıyorsun,daha sonra kenarlarına dogru geldikce hamurunun o nefis kabarıklıgı ile pizza seni tekrar sasırtıyor! Pizzada esas meselede bu işte! Hamur ve sosta iddaası olmayanlar doldursun tabi üstüne malzemeyi! Bu sehirde denedigim cogu pizzacının zengin malzeme kombinasyonlarındaki yaratıcılıklarına sasırmamak lazım, pizzanın temelinde iş yok ki! Trattoria Enzonun ise binbir ceşit malzemeyle ikna etmeye ihtiyacı yok: menude ya altı ya yedi cesit, her biri iki üc malzemeli kısa ve net pizza secenekleri var. Benim de en cok begendigim tarafı bu oldu. Üstelik malzeme de öyle pizzanın kendisi görünmeyecek gibi boca edilmemiş: mantarlar pizzamın ortasında nazikce serpilmiş ve pizzanın kendi güzelligi böylece ön planda kalmayı basarabilmişti! Anlayacagınız tad konusunda yıldızlı on benden bu mekana. Yıldızı da önden gelen taptaze grissini,ekmek ve zeytinyagı üclemesinden geliyor. Ha bir de dana incikli taze makarnası! Pizzanın hayaliyle gittik, birde makarnanın ugrattıgı şok ile cıktık. Yanlız mekanın kendisi on numara diyemicem ne yazık ki.gerekcelere gelirsek...


Dekorasyon tüm ayrıntılarıyla düsünülmüs, kırmızı beyazlı örtüleriyle tipik bir italyan restoranı ambiyansı yaratılmaya calısılmıs, iyi hoş ama kendini italyanın o tatlı mütevazi trattorialarından birinde gibi hissetmenin mümkünatı yok! Gerek garsonların acayip bir telaşı, gerek icerideki bangır bangır müzik... en acı gercek ise alısveris merkezi icinde olması "hatası" nedeniyle delice alısverislerine ara vermiş olan sevgili ailelerin ugrak mekanı haline gelmis olması. Ah o aileler,  "food court bizi kesmez, italyan restoranında yeriz biz" mesajı verircesene etrafa süper havalı bakışlar atan, sonra o masayı kıtlıktan cıkmışcasına her türlü italyan spesiyalleri ile sadece donatmıs olmak icin donatan ve üstelik o güzelim yemekleri de masaya carpık bir sekilde oturarak sallapati yiyen aileler... Bu kasıntılık neden? İtalyanların her öglen tatillerinde bir kadeh sarap esliginde yedikleri makarnayı siz yiyince  niye lüks? Anneler babalar kasılırkene cocuklar ise tam tersi, lunaparka gelmiş misali ! Restoranın icinde ben diyim size körebe, siz diyin bana saklambac .. Ne oyun ararsan var! Kısacası pizzanın tadı damagımda kaldı, ama gönül bir de isterdi ki o leziz yemegin tadına şöyle sakin sakin hakkıyla varabilmek...