Hakkımızda/About Us

Liseli iki yakin arkadas Lara ve Revna uc senedir kesintisiz olarak Istanbul kesiflerine devam eder iken Lara AFS Degisim Programini kazanir, bir seneligine Amerika'nin Charleston sehrinde yasayacaktir.Ancak bu ayrilik maceralarinin ve dostluklarinin bir sonu degil, aksine bir baslangicidir. Revna İstanbul sokaklarinda tirim tirim dolanmayi surdururken, Lara yepyeni bir hayata adim attigi Charleston'daki kesifleriyle Revna'ya meydan okur. Boylece bu iki kafadarin blog uzerinden surdurecekleri kitalar arasi gulunc bir mucadele baslar. Simdi ise aradan iki sene daha gecmis ve bu sefer Lara Fransa'nin Toulose sehrine okumaya gitmistir. Bu yolculuk yeni bir maceranin kapisini daha aralar ve simdi de bu iki arkadasin gerek İstanbul gerek Fransa'daki kesiflerine tanik olup, dostluklarinin renkli anilarini onlarla paylasacaksiniz.

Two high school teens, who are best friends, Lara and Revna were continually exploring the beautiful city Istanbul for three years, until Lara had the opportunity to experience a whole one year in Charleston in the USA by AFS Exchange program. But this separation was not the end of their friendship and explorations, unlike it was a beginning. While Revna was continuing to get around in Istanbul's elegant streets, Lara was challenging her with her discoveries in Charleston. And now, after about two years Lara is going to study in the beautiful city Toulouse in France. This is again another beginning of an adventure for these friends after their funny 'intercontinental' competition. Now their page is dedicated to share the colorful memories of their friendship and their new discoveries both in Turkey and France, especially in İstanbul and Toulouse!

Friday, December 26, 2014

Nişantaşı'nın mütevazi cafesi: Tribeca


"new york bagel" diye adlandırdıkları özel sandvicleri ile ünlü mekan Tribeca! Su bagel'lerin fotograflarını göre göre iyicene meraklanmıstım ki sonunda ben de attım kendimi Nisantasına konumlanmıs olan bu tatlı cafeye. İceri girer girmez hafif müzik ile sakin sessiz bir atmosfer karsılıyor sizi, mekan "gel saatlerce otur, keyif yap burada" diyor sanki. Olur da sıkılırız diye düşünmüş olsa gerek, buradaki keyifli zamanımızı renklendirmemiz icin kücük bir masanın üstüne onlarca gazete ve dergi yerleştirme inceliginde de bulunmuş! Menü oldukca geniş, ama öncelik tabiiki ünlü bagellerin! Koca bir sayfa ayırdıkları bagel secenekleri hazırlanırken her damak tadı düşünülmüş: sade,az malzemeli,vejeteryan cesitlerden ton balıklı,tavuklu,bonfilelisine kadar! Tabii secenek bol olunca secim yapmak bir hayli zor oluyor! Benim icin karar asaması işkence dolu anlardı.. Malzemesine zar zor karar verdigim yetmezmiş gibi bir de bagel ekmegi tercihimi sordular , benim sipariş bir bes dakika daha uzadı! Sonunda sarımsaklı bagel ekmegi icinde ızgara sebzeleri tercih ettim. Tad mükemmel, sunum daha da mükemmel: sepet icinde agız sulandıran bagel, yanında bol bol patates kızartması! Bagelimi daha yerken diger bagellerin hayalini kurdugumu fark edince, "eyvah" dedim, "benim buraya acilen ikinci defa gelmem şart!". Bana kalırsa bu mekanda bagel klasiginden gidilmeli, ama şunu da eklemek lazım: menüde daha bircok yemek yer alıyor ve lezzetlerinin bagelin altında ezilecegini hic sanmıyorum! Neden mi? Cünkü tercihini anayemeklerden yapan arkadasımın önündeki kremalı ıspanak esliginde ızgara tavuk da acayip leziz gözüküyordu! Nişantaşı'na gidildi mi icimizdeki ses genelde şu olur: "şöyle beymen brasserie veya house cafenin sokaktaki masalarından birine otursam da havamı atsam! Ya da salomanje de mi check-in yapsamm!???" Ama bir defalıgına da olsun icimizdeki şu nişantaşı sesini susturmalı, bizi esas mutluluga tasıyacak olan midemizin sesini dinlemeliyiz! Ve eminim ki bu sese kulak verdiginiz zaman kendinizi otomatikman mütevazi tribeca ın önünde buluvericeksiniz! (Niye bu kadar eminim?-cünkü mekanın yorumuna ek olarak paylasacagım bagel fotografına karsı direnmek epey zor olacak..)




No comments:

Post a Comment