Hakkımızda/About Us

Liseli iki yakin arkadas Lara ve Revna uc senedir kesintisiz olarak Istanbul kesiflerine devam eder iken Lara AFS Degisim Programini kazanir, bir seneligine Amerika'nin Charleston sehrinde yasayacaktir.Ancak bu ayrilik maceralarinin ve dostluklarinin bir sonu degil, aksine bir baslangicidir. Revna İstanbul sokaklarinda tirim tirim dolanmayi surdururken, Lara yepyeni bir hayata adim attigi Charleston'daki kesifleriyle Revna'ya meydan okur. Boylece bu iki kafadarin blog uzerinden surdurecekleri kitalar arasi gulunc bir mucadele baslar. Simdi ise aradan iki sene daha gecmis ve bu sefer Lara Fransa'nin Toulose sehrine okumaya gitmistir. Bu yolculuk yeni bir maceranin kapisini daha aralar ve simdi de bu iki arkadasin gerek İstanbul gerek Fransa'daki kesiflerine tanik olup, dostluklarinin renkli anilarini onlarla paylasacaksiniz.

Two high school teens, who are best friends, Lara and Revna were continually exploring the beautiful city Istanbul for three years, until Lara had the opportunity to experience a whole one year in Charleston in the USA by AFS Exchange program. But this separation was not the end of their friendship and explorations, unlike it was a beginning. While Revna was continuing to get around in Istanbul's elegant streets, Lara was challenging her with her discoveries in Charleston. And now, after about two years Lara is going to study in the beautiful city Toulouse in France. This is again another beginning of an adventure for these friends after their funny 'intercontinental' competition. Now their page is dedicated to share the colorful memories of their friendship and their new discoveries both in Turkey and France, especially in İstanbul and Toulouse!

Sunday, April 7, 2013

Mutfak Kesifleri Vol2 / Kitchen Discoveries Vol2


Ve sonunda American Girl Lara, Blog'a güclü bir geri dönüş yapar!
Yazdıkların nerdeyse beni aglatiyordu :( Orda yasadıklarını anlıyorum desem yalan olur, demesem ayrı bir yalan olur. Tek bilmeni istedigim ne olursa olsun, yasadıklarını anlasam da anlamasam da, her zaman yanındayım. ( Daha evvel de dedigim gibi fiziksel olarak bu bir suredir mumkun olmasa da! ) Oradaki deneyimlerinin bir parcası olmak ister miydim? Bu beni mutlu ederdi ama hayır istemiyorum. Cunku Charlestonda gecirdigin bu mukemmel senenin sadece ama sadece sana özel bir deneyim olması beni daha da mutlu ediyor. Ama gel gelelim buraya donmeni iple cekiyorum!
Charleston'da cizdigin hayatı geride bırakmak zor olucak, evet ama unutma ki İstanbul'da da seni harika yeni deneyimler bekliyor olucak Lariş! Ve kesiflerimize tekrar beraber devam edicez.

And finally Lara is back in blog! Well, what you wrote almost made me cry:( If ı said that ı understand what you have been going through , that would not be true but if ı said that ı don't understand , that wouldn't be true either... All ı want to tell you is ı am always with you even if ı understand or not ( and even its not physically not possible during this year, as the ocean sets us apart! ) Do ı want to be a part of your experiences there? It would make me happy but no, ı don't want. Because this perfect year you have in Charleston is special just for you and to know that makes me happier. Even though ı am looking forward to having you back here! I know that leaving the life you have there will be hard but don't forget that there is also a wonderful life waiting for you here in İstanbul with lots and lots of new experiences! And we are gonna start discovering this city together again.


Sen yokken yaptıgım kesiflere gelirsek... Baktım ki sokakların tadı Larasız cıkmıyor, bende yine kendimi mutfaga verdim: Mufak Kesifleri Vol2 gelsin!


Let's talk about my discoveries while you were not here: As ı noticed that the streets of İstanbul are not attractive without Lara, ı just stepped into the kitchen: Here comes the Kitchen Discoveries Vol2:


PENNE A LA SICILIANA 

Gecen yaz Bodrum'da evdeki mutfak maceralarımdan birini paylasıyorum: Penne a la siciliana. Küp küp patlıcan kızartmalarının Penne arrabiata ile mukemmel uyumu diyebiliriz. Evet yaptıgım kısaca bu oldu: Temel bir domates sosuna patlıcanları kızartarak son dakikada eklemek. Dikkatleri buradaki ' Son Dakika' ya cekmek istiyorum cunku patlıcanları sos pişmeden eklerseniz icinde bir guzel eriyor ve o kücük tatlı patlıcanlardan eser kalmıyor! O yuzden eger makarnayı yerken agza gelmesini istiyorsanız makarna sosu piştikten sonra atın.


I want to share one of my kitchen adventures which ı experienced during the last summer in Bodrum: Penne a la siciliana. The beautiful harmony of deep fried aubergine cubes with Penne arrabiata. Yeah that was the basic summary of what ı did: Adding the fried aubergines(eggplants) which ı chopped in cubes to a basic tomato sauce ( Penne arrabiatta ) in the very last minute. I would like to underline ' Last Minute ' because if you add them early they just melt in the sauce and nothing is left from those eggplants! So if you want to feel those little eggplant pieces in your mouth, ı suggest you to add them after the sauce is cooked well.


Malzemeler:
Buradaki malzemeler yaklasık dört kisiyi doyurur sanırsam.

-Bir konserve küp domates veya direk domates püresi ( Cok domatesli seviyorsanız bir konserveden de fazla koyun-mesela ben bir iki adet taze domatesi robottan gecirip ekledim-taze domatesin kattıgı tad da ayrı oluyo )
-Birkac diş sarımsak
-Bir adet buyuk patlıcan ( Bol patlıcanlı istiyorsanız onu da iki adet yapın)
-Bir paket rigatoni veya penne makarna ( De Cecco veya Barilla öneririm)
-Bir büyük sogan-kücük küpler halinde dogranmıs
-Bir corba kasıgı domates salcası
-Tabiiki tuz karabiber, bir tutam şeker serperseniz de hafif tatlı bir aroma veriyor, bence cok yakısıyor
-Var sa bir kac taze feslefen yaprakları da fena olmaz
- E bide üstüne Parmesan Peyniri rendeleseniz süper olur





Ingredients:
These ingredients are probably enough to satisfy about four people.

- A can of chopped tomatoes or tomato puree ( You can even add more than one can like ı did - actually ı added two fresh tomatoes which ı pureed in food processor, that even gives a more intensive tomato aroma that ı like )
- a couple of garlic cloves (chopped)
- One big eggplant ( If you like it with lots of eggplants, add one more! )
- One package rigatoni or penne ( I prefer De Cecco or Barilla )
- One big onion ( chopped )
- One tablespoon tomato paste
- Salt and pepper as usual! A pinch of sugar gives a light sweet aroma which ı adore!
- A couple of fresh basil would also be nice!
- And of course grated Parmesan Cheese will be the perfect topping!



Nasıl yapılır?

Makarnayı suda haslamayı hatırlatmama zaten gerek yok, direk sosun yapılışına geçiyorum: Once hemen derin bir tencerede patlıcanı kızartıcagınız yagı kızdırın.Ve patlıcanları kızartıp pecete yaydıgınız bir tabaga aktarın.Bu arada da baska bir tavada sosu yapmaya baslayın.Patlıcanları kızartıp kenara aldıgınızda da hemen sogumasın diye ustunu de peceteyle kapayın, ılık kalsın.
Tavayı zeytinyaglayıp ısıttık, soganları ekledik, bir bes dk soteledik, renklerinin seffaflasmasını bekledik. Sonra sarımsakları atalım ve o güzel kokusunu vermesini bekleyip azcık kavuralım. Ama burada tavanın altını cok acmamanızı tavsiye ederim ki sarımsaklar yanmasın. Sonra domatesleri ister motordan gecirip ister direk tavaya bosalttık.Hemen arkasından bir corba kasıgı domates salcamızı koyduk.Ardından tuz karabiber.Sonra kısık ateste sosu pişmeye bırakıyoruz.
Patlıcanların hepsi kızardıktan sonra, sos da hafif suyunu cekmişse ve leziz kokular etrafına vermeye baslamışsa sos pişmiş demektir. Eger cok fazla katılaşmışsa cok az sıcak su da ekleyebilirsiniz. Taze feslegen yapraklarınız varsa da onları da bu asamada ekleyebilirsiniz.Sos piştikten sonra altını iyice kısıp,once suyunu suzdugunuz makarnayı ekleyin, en son da patlıcanların ücte ikisini ekleyin, hemen karıstırın ve ocagı sondurun.Daha evvel de belirttigim gibi patlıcanları son dakikada ekliyoruz ki erimesinler.Sonra da nefis makarnanızı tabaklara servis edin.Azıcık ayırdıgınız patlıcanları da tabaklardaki makarnanın ustune ekleyin ki bol patlıcanlı makarnanızda kimse patlıcanı goremıyorum diye laf etmesin! Parmesan peynirini de rendeleyip serptiniz mi, hadi afiyet olsun!

Sevgilerle,
Revna

How do we make it?
I think ı don't need to remind you to bring the water to boil,add the pasta and drain, so ı just skip to the sauce: Firstly we put olive oil into the pan, we wait a little bit so that the oil gets the heat well and then we saute the eggplant cubes.Afterwards we set the eggplant cubes aside on a plate, on which we put a paper towel ( It will get the extra oil from the eggplant ). Don't forget to put another paper towel on top of the eggplants so that it keeps them still warm. In another pan we heat a little bit olive oil again and stir in the onions. After we cook them until softened we add the garlic and stir until they give out their wonderful smell. But ı recommend you to cook over medium heat to prevent the garlics from burning! Then we add the tomatoes - If you want you can puree them in the food processor before adding into the pan - After that we directly add one tablespoon tomato paste and of course some salt and pepper. Then we leave the sauce over low heat.If all of the eggplants are sauted, if the sauce starts to thicken a little bit and if it already began to give off great smell, that means your sauce is ready! When your sauce thickens too much, add a little bit warm water in it. When you have, you can add some fresh basil leaves at this moment. After your sauce is done, bring the oven to lowest heat, add the cooked pasta and lastly add 2/3 of the warm eggplant cubes, stir well and turn off the heat. As ı mentioned before we add the eggpalnts in the very last moment so that they don't melt in the sauce. We don't want them to disappear! We can now serve our delicious pasta in large plates and put the rest of the eggplants on top of the pasta on each plate. So no one can complain that she/he cannot see the eggplants in our Penne A la Siciliana! If you also sprinkled the grated Parmesan Cheese on the top, then ı just say to you: Bon Appetit!

Love,
Revna





Monday, April 1, 2013

Hayatımın bir sayfası neredeyse kapanmak üzere... / Most precious year of my life...



Koromuz  

Chicago 
Çok uzun zaman oldu blogumuza yazmayalı... Evet yüzdüm yüzdüm artık sonuna geldim son üç ayım kaldı...Bu kadar hızlı geçebileceğini hiç düşünmezdim. Geçen sene hatırlıyorumda Revna'ya diyodum '' AFS diye bi program varmış, yurtdışında bi yıl değişim öğrencisi olabiliyomuşsun'' zaman ne kadar hızlı geçiyor... Değişim öğrencisi sıfatı altında düşündüğümde  şimdi programın asıl amacını anlıyorum. Çünkü kültürler arası değişim fikrini hiç bi zaman anlayamamıştım başlarda . Hep şu soruyu soruyodum, yeni bi kültür öğrenmek istiyorum ve kendi kültürümü diğerlerine aktarabilmek istiyorum ama neden değişim öğrencisi olmak istediğimi sorduklarında hep aklımda bi soru işareti vardı.

&Hannah
It's been a very long time that I haven't updated our blog... My exchange year is almost finished... Thinking about this makes me super sad. I still can't believe that I have been in America for almost one year. I remember the beginning of the last year, everything was just a dream. I always wanted to study abroad and enjoyed learning other languages. But now, I understand what exactly an exchange year means. It's the biggest change you could ever do in your life. At least ıt was like this for me. Leaving everything you know, for an unknown. I remember after  being selected for this program and passing all these exams I asked myself : Why I want to leave my life in Turkey?? I have everything friends, family, it was everything I needed. But I guess sometimes, you need to change things in your life. You need to experience new things that you have never tried, to learn another culture and meet new people. You need to take a big step to learn about yourself. Once you take the step, you'll see how things will start to change. Change is always quick, sometimes it's easy, sometimes it' s hard. But remember that you have the opportunity to make the change. Because if you don't want, nobody can force you . In our Afs camps they always told us to adjust ourselves into the new culture, other wise it would make you hard to fit in. That's why you need to be flexible to get used to your new life. Maybe it's the hardest part for an exchange student. Sometimes adjusting your self could  be very hard. But once you get used to your new life , you 'll  start enjoying the time. I struggled at the beginning , it was so different where I came from. But once I got used to town, I start to feel safe and now I don't to leave here.

Doğum Günüm 
Ama cevaplamak kolay oldu artık  benim için  : yeni bi macera ve bu macerada kendini bulmak. Başka kültürleri öğrenmek sadece o kültürün dilni öğrenmekle gerçekleşmediğini öğrendim bu sene...Kültürü öğrenmek önce kendini o kültüre adapte etmekle başlıyor. Çünkü kendini adapte etmezsen kendi kültüründen kopamıyosun. AFS kamplarında hep bizlere gittiğiniz ülkede kendi '' Türkiye'nizi'' kurmaya çalışmayın demişlerdi. Eğer böyle bi uğraş içine girerseniz aksine mutsuz olursunuz ve yeni kültürü öğrenmekte güçlük çeker elinizde bulunan bu şansı kullanmamış olursunuz öğütünü vermişlerdi. Şimdi bütün bu konuşulan şeylerin ne kadar doğru olduğunu görüyorum. Teoride konuşulan gerçek hayatta yaşayarak görmek bana çok şey kattı. Bir sene belki insan yaşamıında çok kısa bir süre olarak gözükebilir fakat bu yıl  ben kendi acımdan ''miladımı'' yarattım.




NY'de konser verdiğimiz Kilise 


Geçen seneye bakıyorum, hatta bi haftaki Lara 'ya bakıyorum ve her ikisi de birbirinden okadar farklı ki anlatamam. Her saniye dolu dolu geçen bi sene oldu bu sene . Bu aralar ise duygularım çok karışık... Bi yandan ailemi,arkadaşlarımı görüceği için günleri sayan Lara bi yandan ise hiç bi zaman hayatında yaşamadığı  bi üzüntüyle sarsılan bi Lara var. Mutluluk ve üzüntü ikilemi içinde gidip geliyorum. Sanki kalbim ikiye ayrılmış gibi....





Nowadays I feel confused, one side of me is very excited about returning back to Turkey but other side of me is also having the deepest sadness I have ever had. Its like you smile for a moment then your smile changes in to tears.... Like your heart is separated from each other. 



İlk Speech Turnuvam Prose kategorisinde 30 kisiden 5. oldum  
Hayatımda hiç böyle hissediceğimi düşünmezdim burdaki arkadaşlarım, ailem bi parçam oldular. Istanbul 'a geri dönünce ne yapcağımı şaşırıcağım diye endişeniyorum çoğu zaman.


Fakat  iki gece önce bi arkadaşımda kalıyodum (Hannah, hiç burda ondan bahsettim mi bilmiyorum ama burdaki en yakın arkadaşım, sakın yanlış anlama Revnoş tabiki senin yerini kimse tutamaz, ama Hannah'yla  baya yakın arkadaş olduk herzaman yanımda ve yardım etmeye hazırdı , kendimi en güçsüz hissettiğim anda hep bana destek oldu ve bana güç verdi, kısaca hayatımı değiştirdi ) her zamanki dertleşiyoduk ve bende ona endişelerimden bahsettim gelecekle ilgili, geri dönünce hiç bişeyin Charleston'daki bi daha olmayacağını, büyük bi değişim olucağını ve çok üzgün olduğumu söyledim. Oda bana hiç bi değişim olmayacağını, asıl değişimi Amerika'ya gelerek bu kasabaya alışarak yeni dostluklar kurarak kendime yeni deneyimler katarak yaptığımı söyledi. Şimdi Hannah'nın ne kadar haklı olduğunu okadar iyi anlıyorum ki ve burdan ayrılıcağımı düşündüğümde hemen onun sözlerini aklıma getiriyorum buda güçlü hissetmemi sağlıyor.

But two days ago one of my friends here ( Hannah, she is the best and she always gives the best advices,  makes me feel better, no matter how I feel she always makes me smile)  gave me  the best advice. I was telling her   how I feel about leaving Charleston. I was really down because sometimes I am getting really depressed. I don't want leave this town. I had the most beautiful experiences of my life here. I had another family. My host family and my friends became a part of life. They are really important for me. That' s why whenever I  start to think about the departure day I feel really sad. I know there are a lot of people waiting for me in Turkey , I missed them but once I think about leaving ,  things will never be the same. Maybe I would never have chance too see all these people in my life .... Also when  my life will never be same again. There is going to be a big change. I don't know if I am ready for this again because ıt gets harder and harder every time . Especially once it becomes a part of your life you don't want to loose it. But what Hannah told to me gave mestrength. She told me that I made the biggest change with coming here and having friends, trying new things,having all these wonderful memories. She was right , it was ''the change'' because when I return back I will go back to my old routine. Its not going to be like my unknown start here. 
I wish I could just live wherever I want so I didn't have to choose... 

Keşke burayı daha güncel tutsaydım diye pişmanlık yaşıyorum şu anda fakat aynı zamanda da neden yazmadığımı şimdi anlıyorum...

Çünkü bu senenin bana özel olmasını istedim, uzun bi süre kimseyle paylaşmamak istedim çünkü dışardan bakan biri için burda yaşadıklarımı anlayabilmek çok zor.. Burda olan hayatımı görmeden, nasıl bi düzenim oldğunu, neler yaptığımı  bilmeden burayı anlatmak neredeyse imkansiz.


Yılbaşı akşamına başlamadan 
Hep şu sorunla karşılaştım ; arkadaşlarıma neler yapıyorsun dediğimde ve bana anlattıklarında, İstanbulda hayatın nasıl devam ettiğini hayal edebiliyorum. Onların yaşadıklarını bire bir görüntüleyebiliyorum fakat onlar bana sorduklarında benim cevaplarım anlamsiz kalıyor her seferinde yok bugün ilk speech turnuvamda finallere kaldım yada okulda müzikal çalışmaları var ondan sonra yarın ilk track meetime gidiceğim dediğim zaman onların benim burada neler yaptığımı anlamaları çok zor oluyodu. Bu yüzden sanırım yazmamayı şeçtim uzun bi süre...


Gecenin ilerleyen vakitleri Yılbaşı
Sanırım bu yazıyı burada sonladınracağım çünkü saat 1 buçuk oldu ve yarın sabahtan antremanla başlayan ve akşam üstü tekrar eden dolu bi gün beni bekliyor.. Bide 2 saatlik müzikal provasi var unutmadan... hergün gerçek anlamda hiç nefes alıcak vaktim yok bu aralar, eğer  Nisan ayını atalatabilirsem çok rahat edicem. Bu ay sonunda mezun oluyorum ve promum var !! Çok heycanlıyım aynı zamanda beni bekleyen 9 track meet , koro yarışması , Müzikalimiz ( Anything Goes ) Carmina Burana ve bahar konserimiz var dopdolu bi ay olucak her zamanki gibi. Speech sezonu bitti diye sevinirken Track sezonunun başlaması ara vermeme bile izin vermedi.  Bu yılın bitmemesi için herşeyi yapabilirdim ... Bu kadar yeter ...
-Lara