Hakkımızda/About Us

Liseli iki yakin arkadas Lara ve Revna uc senedir kesintisiz olarak Istanbul kesiflerine devam eder iken Lara AFS Degisim Programini kazanir, bir seneligine Amerika'nin Charleston sehrinde yasayacaktir.Ancak bu ayrilik maceralarinin ve dostluklarinin bir sonu degil, aksine bir baslangicidir. Revna İstanbul sokaklarinda tirim tirim dolanmayi surdururken, Lara yepyeni bir hayata adim attigi Charleston'daki kesifleriyle Revna'ya meydan okur. Boylece bu iki kafadarin blog uzerinden surdurecekleri kitalar arasi gulunc bir mucadele baslar. Simdi ise aradan iki sene daha gecmis ve bu sefer Lara Fransa'nin Toulose sehrine okumaya gitmistir. Bu yolculuk yeni bir maceranin kapisini daha aralar ve simdi de bu iki arkadasin gerek İstanbul gerek Fransa'daki kesiflerine tanik olup, dostluklarinin renkli anilarini onlarla paylasacaksiniz.

Two high school teens, who are best friends, Lara and Revna were continually exploring the beautiful city Istanbul for three years, until Lara had the opportunity to experience a whole one year in Charleston in the USA by AFS Exchange program. But this separation was not the end of their friendship and explorations, unlike it was a beginning. While Revna was continuing to get around in Istanbul's elegant streets, Lara was challenging her with her discoveries in Charleston. And now, after about two years Lara is going to study in the beautiful city Toulouse in France. This is again another beginning of an adventure for these friends after their funny 'intercontinental' competition. Now their page is dedicated to share the colorful memories of their friendship and their new discoveries both in Turkey and France, especially in İstanbul and Toulouse!

Friday, October 24, 2014

Yine minik şirin bir Cafe, arkasında ise Gizli Bahce!

Yokus asagı oyle kaptırmıs giderken ben de neredeyse atlıyordum bu mekanı ! Öyle yokus üstünde sol kaldırımda saklanıvermiş. Icerisi de pek kalabalık degil, anlasılan o ki henüz pek kesfedilmemiş! O zaman hemen sizi bu şirin Cafe ile tanıstırayım! Cihangir Firuzaga Camii nin ordan Cukurcuma ya girdiginiz de soldan asagı inen bir yokus vardır hemen. İste o yokusun sol tarafına saklanmıs Cafe Lumiere meger. İlk soyle bir bakınca hakkaten de bakıp geciyor insan, 'aa buraya da bir cafe acmıslar' diyip yola devam ediyor. Ama dikkatli bakıslara sahipseniz eger Cafenin onunde yer alan minik tabela gözünüzden kacmamalı işte! Cunku orada sizi cezbedecek bir sey yazılı : Secret Garden ! Meger bu kutu gibi mekanın arkasında kendisiniden daha büyük bir bahcesi varmıs! Hem de rengarenk şirin mi şirin bir bahce. Evet, iceride oturmak ne kadar keyifli olur bilemicem cunku daha ben de hic deneyimlemedim! Buraya her geldigimde kendimi direk arkadaki her renkten sandalye ve masaların serpiştirildigi o gizli bahceye atıyor, bir kahvemi soyleyip huzuru buluyorum. Hava şansınıza güzel ise bu bahceye siz de bir ugrayın derim.

  








 Burası da sehrin yogunlugundan bunaldıgınız zaman sıgınabileceginiz harika bir alternatif. İster elinize bir kitap alın gidin, ister kolunuza bir arkadas takın, saatlerce bu sakin bahcede muhabbet edin. Yemeklere gelince, daha cok kahveden gittim , o da klasik : filtre kahve. Boyut büyük fiyat kücük, tam istedigim gibi! 



 Ohh miss gibi taze kahve ve kitap okuma keyfi: 5 Lira !


Bir kere de salata denemişligim var, ucmadım ama memnun kaldım: doyurucu, taze , lezzeti yerinde. Yanımdan gelip gecen yemeklerin de bende bıraktıgı izlenim genel olarak bu oldu. Hani öyle tadlarından kendinizden gececeginiz bir durum yok- gastronomik bir beklentiyle gitmeyiniz. Ama uygun fiyata sohbetin yanına bir şeyler de yiyelim diyorsanız mekan sizi bu konuda da memnun eder.





No comments:

Post a Comment